- 20 Şubat 2021
- Yayınlayan: Erkan Sarıkaya
- Kategori: AGILE
Bu haftaki paylaşımımız, «Puppet» ve «CircleC» tarafından yayınlanan DevOps araştırmalarından biri:
State of DevOps Report 2020
DevOps ile ilgili 9 yıldır durum raporu yayınlıyorlar.
Rapordan önce;
Yazılım geliştirme yaşam döngüsünü yöneten organizasyonların Çevik dönüşüm yolculuğunda en önemli göstergelerden biri de “DevOps olgunluğu”
Metrik az bir şey, kültür her şeydir!
Şirketlerin önemli gördüğü DevOps, Güvenlik ve Bulgu uyum yönetimi gibi konularda izlediği stratejik yönetim yaklaşımlara, hedeflerine bakarak “Değişim Yönetimi” başlığında nasıl bir performans sergilediğini anlayabilirsiniz.
İşte size en büyük 2 tehlikeli yaklaşım :
1. Takımların dışardan yönetilmesi, kontrol edilmesi
Takımların içinde yönetilemeyen, içselleştirilememiş, çalışanların dahil edil(e)mediği her önemli süreç konusu (Ör: Security, compliance, DevOps vb.) dışarıdan kontrol edilmeye çalışıldığında maalesef uzun vadede beklenen performans zayıflar, bir süre sonra daha karmaşık bir hal alarak yönetilemez, gri hatta karanlık noktalar oluşabilir. Süreç anlaşılamaz hale gelir, lead time uzar…
2. Bir çok “Kontrol/Onay mekanizması” olması
Şöyle bir metrik sorsam : Takımınıza yeni katılan bir yazılım geliştiricisinin “Hello World!” kodunu uçtan uza devreye/canlıya alma süresi nedir?
Bu süreçte kaç tane kontrol/onay noktası veya statüye veya ortama uğruyorsunuz? (DoD kontrol list, design, dev, to-test, to-stable, uat, ready-to-deploy, ready-to-release vb. gibi aklınıza gelebilecek her durak)
Bu soruya verdiğiniz cevabı bir yere not edin. İşte başlangıç…
Peki şimdi bununla ne yapmak istersiniz? Buna bir hedef koyma ihtiyacı hissediyor musunuz? Saçma geldi ise kusura bakmayın, sizi yordum biraz. Notu yırtın atın, unutun gitsin. 😉
DevOps kültürünün yerleşmesi için de benzer çeviklik yaklaşımlarla değişim yönetimi gereklidir. DevOps’un Agile’in üstünde altında yanında görülmesi ile ilgili tartışmalara hiç girmeyeceğim çünkü yin-yang gibi ikisi de.
- Merkezi bir DevOps ekibinin tüm IT organizasyonuna hizmet etmesi, DevOps uygunluğunu denetlemesi, standartları dayatması beklenemez.
- Merkezi bir Security ekibinin yine aynı şekilde tüm şirketin güvenlik açıklarını, bulgularını düzeltmek için takımları sorgulaması beklenemez.
- Merkezi bir “Release Management” ekibinin tüm entegrasyonları bulup düzeltmesi, yine “controller” rolünde “sorumlu” olması beklenemez.
Beklense bile verimli olmaz.
O yüzden sözün özü :
Takımlara “self-service” hizmet sunabilecek, takımlardaki çalışanlara “kendi ihtiyaçlarını” karşılayabilecek “self-managed” çalışma ortamı sağlanmalıdır.
“admin“ seviyesinde müdahale edilebilen, “developer-friendly” “internal” platform ve araçlardan bahsediyorum.
Evet, bunun için de takımlarla bir arada çalışmak, onların ihtiyaçlarını dinlemek ve hizmet etmek gerekiyor. Çok önemli bir liderlik yaklaşımı bu.
“Aman bozarlar”, “Benden onay almadan olmaz”, “Standart olmaz ki”, “Herkes kafasına göre yapar” diye endişe ederek kültür maalesef yerleşmiyor. Çalışanların karar mekanizmalarına dahil edilmesi gerekiyor. Çevik Zihniyet (Agile Mindset) derken tam da bu yaklaşımlardan bahsediyoruz. Kalanı iyi pratik ve çerçeveler …
Neyse, gelelim artık bu çıkarımları destekleyen rapora;
IT, geliştirme, güvenlik ve benzeri alanlarda çalışan yaklaşık 2400 kişinin katıldığı anket sonuçları bakın neleri vurguluyor, bir kaç not;
Raporun orjinal haline ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz;
Merak ederseniz dahası raporda;
Erkan Sarıkaya
Enterprise Agile Coach